Düşünce tarihi; insan özgürlüğünün fiziksel, davranışçı, genetik, kültürel ve teolojik determinizmin çeşitli türleriyle sorgulandığı ve tasallut altına alındığı pek çok örnekle doludur. İçinden geçmekte olduğumuz yüzyılda ise sinirbilimin baş döndürücü bulguları, bu yaklaşıma yeni imkanlar sunmakta ve listeye nörobiyolojik determinizmi ilave etmektedir. Böylece zaten sınırlı kabul edilen insan hürriyetinin varoluş istirabı sürmekte; özgürlüğe yönelik her yok sayış girişimi bir trajediye dönüşmek ...