Feribot iskeleye yanaşırken ucundaki uzun demir gözünüze ‘çarpıyor’. Bu da nedir? Zihninize ‘fikirler’ akın ediyor: Belki bir bayrak direği (fazla alçak)? Belki de bir anten? Ve nihayetinde kaptana feribotun yönünü gösteren bir işaretçi olduğuna ‘karar’ veriyorsunuz. Her gün sayısız kez yaptığımız ne kadar basit bir işlem değil mi? Önce bir olgunun doğurduğu bir ‘telkin’ ardından ‘fikir’, ‘gözlem’, ‘varsayım’ ve düşüncenin önüne geçilemez akışı. Newton’un başına düşen ve kütleçekimini ‘akla geti ...