Hüsn-i hattın gerçek öğretimi, yüzyıllar boyunca husûsî ve hasbî olarak, üstâddan çırağına meşk yoluyla sürdürülmüştür. Ancak, XIX. asrın mâlî imkânsızlıkları içinde bu gelenek artık eskisi gibi yürüyemez olmuş, çağın şartlarına uyabilen bir öğretim kuruluşu aranır hâle gelmiş; hele tezhîb, cild ve ebrî (ebrû) gibi hüsn-i hatla yakın ilgisi bulunan kitab san'atları, ekseriyâ babadan oğula geçerek yürütülen birer esnaf zenaati kılığına bürünmüşdü.
İşte, 20 Mayıs 1915'de Bâbıâlî'deki târihî s ...