“‘Hanım! En son cevabını isterim. Ya ben ya kediler!’
‘Kediler!’
Bir kocanın umutsuzluğu, bir kadının kararsız hevesleri, sevginin mutluluk bahçesi üzerine temellerini gül fidanından; tutarsız, aşk artıran rüzgârlara karşı camlarını ışıktan; evin eşyalarını tülden inşa ettiği ve donattığı evlilik sarayının yıkılışı hep bu birkaç kelimeden ibaret olan konuşmada saklıydı.
Kediler! Öyle mi? Demek ki otuz üç senelik yekvücut süren bir beraberliğin neticesi, evl ...