“Bâtınilik” ya da “okült” hakkındaki algılarımız kendimize dair nasıl düşündüğümüzle ayrılmaz biçimde iç içedir: Neredeyse hiçbir zaman bu olgunun bilincinde olmasak da entelektüeller ya da akademisyenler olarak kimliğimizin bizatihi kendisi, o kimliğin ters ayna imgesinin zımni reddine dayanır. İşte bu yüzdendir ki “Batı bâtıniliği” sahası, bir bütün olarak akademik araştırma için potansiyel anlamda patlayıcı içerimler taşımaktadır. Ona ilişkin miras aldığımız varsayımların, tarihsel kaydın ön ...